Demir Çelik Sektöründe Tevkifat Uygulama Değişikliği;

Demir çelik ile ilgili Tevkifat uygulaması 01.05.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere;
“Külçe demir-çelik” teslimleri7/10 oranında tevkifat kapsamına alınmıştır. Demir-çelik ve alaşımlarından mamul tesliminde (4/10) oranında KDV tevkifatlı uygulanacaktır. Kapsamı ise şu şekildedir. Tevkifat kapsamına; cevherden, hurdadan veya diğer hammaddelerden üretilen demir- çelik ve alaşımlarından mamul her türlü uzun (çubuk, inşaat demiri, profil, kangal demir, filmaşin, tel, halat, hasır, boru, lama vb.) veya yassı (levha, sıcak haddelenmiş yassı ürünler, soğuk haddelenmiş yassı ürünler ve kaplanmış yassı ürünler vb.) demir-çelik ve alaşımı ürünler girmektedir. “Demir-çelik ve alaşımlarından mamul eşya (kapı, kapı kolu, köşebent, vida, somun, vida soketi, dübel, kilit, çivi, flanş, maşon, dirsek, kanca, menteşe, yay, bilya, rulman, zincir vb.) teslimlerinde tevkifat uygulanmaz.”

ilgili tebliğe ulaşmak için tıklayınız.

 

Türk lirası Cinsinden Ödenmesine İlişkin Duyuru;

Sayın İlgili;

Yeni çıkan Cumhurbaşkanı Kararnamesine göre uyulması gereken mevzuatlar kısa anlatım olarak şu şekildedir;

  1. Menkul Satış Sözleşmelerinin Döviz Cinsinden Belirlense Dahi Türk lirası Cinsinden Ödenmesine İlişkin Duyuru;

2022-32/66 Sayılı Tebliğ’e İlişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 21.04.2022 Tarihli Duyurusu Yayınlandı. Yayıma göre;

Cumhurbaşkanı Kararı ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’da Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri belirli sözleşme türlerinde sözleşme bedelinin ve diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenemeyeceğine ilişkin bazı düzenlemeler yapılmış olup, söz konusu düzenlemeler sonrasında Bakanlıkça belirlenen istisnalara ise Türk Parası Kıymetini Korunması amacıyla, yapacağınız iş akitlerinde daha önceden tebliğin 8.maddesinde yer alan “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesine kabule dilmesi zorunludur.”  Yerine “kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi” ifadesi olarak değiştirilmiştir.  Tebliğ’de geçen “menkul” ibaresinin gayrimenkul tanımına girmeyen her türlü mal ve eşyayı kapsadığını, ayrıca;

19.04.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, yabancı para cinsinden dahi olsa yapılacak tüm ödemelerin TL cinsinden ödenmesini ve 19.04.2022 tarihinden önce dahi olsa firmanıza kesilen fatura veya diğer ödeme yükümlülüklerinin TL cinsinden yapılması zorunludur.

ilgili Basın Açıklaması T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Basın Duyurusu için tıklayınız.

 

 

 

 

 

İHRACAT BEDELLERİNİN MERKEZ BANKASI DEĞİŞİKLİKLERİ

Bilindiği üzere ihracat şirketler için önemlilik arz etmektedir. Şirketlerin ihracata yönelmesindeki amaçlar farklılık gösterse de ülkemiz şirketlerinin en önemli amaçlarından birini oluşturan dünya pazarından pay alma arzusu ihracat hedeflerini arttırmaktadır. İhracat bedelleri satışlar sadece mal olarak adlandırılmamakla beraber hizmet ihracatı da modeller arasındadır.

İhracatı gerçekleştiren firmaların dikkat etmesi gereken incelikli hususlar içeren ihracat işlemlerinde, yurda gelen ihracat bedellerinde T.C. Merkez Bankasına Satış işlemleri İBKB’ye ya da DAB’a bağlanan ihracatlar da 18.04.2022 tarihinden itibaren %25 oranından %40 oranına çıkarılmıştır.

4/9/2018 tarihli ve 30525 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (İhracat Bedelleri Hakkında) göre bu işlemdeki amaç ülkemiz para birimini korumaktır.

Yazımıza ait Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası genelgesi eki için tıklayınız.

 

KORONOVİRÜS SEBEBİ İLE İŞVERENLERİN KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNDEN FAYDALANMASI

Corona virüsü (COVID-19) vakalarının küresel ekonomide ve çalışma hayatında yarattığı aksamalardan, gerek genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere (Cumhurbaşkanı kararı ile 6 aya kadar uzatılabilir.) sigortalılara çalışamadıkları dönem için kısa çalışma ödeneği ödenebilir.

Kısa çalışma uygulaması bakımından “Genel Ekonomik” kriz

Ulusal veya uluslararası ekonomide ortaya çıkan olayların, ülke ekonomisi ve dolayısıyla işyerini ciddi anlamda etkileyip sarstığı durumlardır.

Kısa çalışma uygulaması bakımından “Bölgesel Kriz”

Ulusal veya uluslararası olaylardan dolayı belirli bir il veya bölgede faaliyette bulunan işyerlerinin ekonomik olarak ciddi şekilde etkilenip sarsıldığı durumlardır.

Kısa çalışma uygulaması bakımından “Sektörel Kriz”

Ulusal veya uluslararası ekonomide ortaya çıkan olaylardan doğrudan etkilenen sektörler ve bunlarla bağlantılı diğer sektörlerdeki işyerlerinin ciddi anlamda sarsıldığı durumlardır.

Kısa çalışma uygulaması bakımından “Zorlayıcı Sebepler”

İşverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine imkân bulunmayan, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumları ya da deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik gibi durumlardır.

İşyerinde Kısa Çalışma Uygulanabilmesi için;

İşverenin; genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerindeki çalışma süresinin önemli ölçüde azaldığı veya durduğu yönünde İŞKUR’a başvuruda bulunması ve İş Müfettişlerince yapılan uygunluk tespiti sonucu işyerinin bu durumlardan etkilendiğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Bu tespit sonucunda işverenlerin kısa çalışma ödeneğinden faydalanmaları için şartlar ise şu şekildedir;

  • İşverenin kısa çalışma talebinin iş müfettişlerince yapılacak inceleme sonucu uygun bulunması,
  • İşçinin kısa çalışmanın başladığı tarihte, çalışma süreleri ve işsizlik sigortası primi ödeme gün sayısı bakımından işsizlik ödeneğine hak kazanmış olması (Kısa çalışmanın başladığı tarihten önceki son 120 gün hizmet akdine tabi olanlardan son üç yıl içinde en az 600 gün süreyle işsizlik sigortası primi ödemiş olanlar), kısa çalışma ödeneği işçinin işsizlik ödeneğine bağlı olmakla beraber işçinin işsizlik ödeneği hakkının kazanılması gerekmektedir. Eğer ki işçi işsizlik ödeneği hakkını kazanmamış durumda ise işverenler başvuruda bulunabilirler fakat İŞKUR incelemesi sonucunda yapılan tetkiklerdeki sonuçlara bağlı olarak karar verilmektedir. Kısa çalışma ödeneğine hak kazanan işverenler 3 ay süreyle aldıkları ödenekler, işçinin daha sonraki başvuracakları işsizlik maaşlarından kazanıldığı süre kadar düşümü yapılacaktır.
  • İş müfettişlerince yapılacak inceleme sonucu kısa çalışmaya katılacaklar listesinde işçinin bilgilerinin bulunması,

Kısa Çalışma Talebinde Bulunulması ve Talebin Değerlendirilmesi;

İşverenler, genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle “Kısa Çalışma Talep Formunu ve kısa çalışma yaptırılacak işçilere ilişkin bilgileri içeren listeyi” manyetik ve yazılı ortamda doldurarak kısa çalışma başvurusunda bulunulabilir. İş Müfettişlerince yapılan uygunluk tespiti sonucu işverene İŞKUR tarafından bildirilir. İşveren de durumu, işyerinde işçilerin görebileceği bir yerde ilan eder ve varsa toplu iş sözleşmesine taraf işçi sendikasına bildirir. İlan yoluyla işçilere duyuru yapılamadığı durumlarda, kısa çalışmaya tabi işçilere yazılı bildirim yapılır. Kısa çalışma talebi uygun bulunan işveren Kurumca bildirilen sürede Kısa Çalışma Bildirim Listesini “http://media.iskur.gov.tr/21711/kisa-calisma-odenegi_ek_kisacalisma-odenegi-bildirim-listesi_i.xlsm” güncelleyerek gönderir.

Kısa Çalışma Ödeneği Süresi, Miktarı ve Ödenmesi;

Günlük kısa çalışma ödeneği; sigortalının son oniki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının % 60’ıdır. Bu şekilde hesaplanan kısa çalışma ödeneği miktarı, aylık asgari ücretin brüt tutarının % 150’sini geçemez. Kısa çalışma ödeneği, çalışmadığı süreler için, işçinin kendisine ve aylık olarak her ayın beşinde ödenir. Ödemeler PTT Bank aracılığı ile yapılmaktadır. Ödeme tarihini öne çekmeye Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı yetkilidir.

  • Kısa çalışma ödeneği, işyerinde uygulanan haftalık çalışma süresini tamamlayacak şekilde çalışılmayan süreler için aylık olarak verilir.
  • Kısa çalışma yapılan süreler için, kısa çalışmaya tabi tutulan işçiler adına SGK Aylık Prim ve Hizmet Belgesi ile eksik gün gerekçesi “18-Kısa Çalışma Ödeneği” olarak bildirilir.
  • Kısa çalışma ödeneğinin süresi üç ayı aşmamak kaydıyla kısa çalışma süresi kadardır ve kısa çalışma ödemeleri, hak edilen işsizlik ödeneğinden mahsup edilmektedir.
  • Kısa çalışma ödeneğinin süresini altı aya kadar uzatmaya ve işsizlik ödeneğinden mahsup edilip edilmeyeceğini belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir.

 

KORONAVİRÜS NEDENİ İLE VERGİSEL İŞLEMLER HAKKINDA DUYURU

ELEKTRONİK ORTAMDA GERÇEKLEŞTİRİLEBİLECEK VERGİSEL İŞLEMLER HAKKINDA DUYURU

Bilindiği üzere gerek ulusal gerekse uluslararası boyutta yakından takip edilen Yeni Korona Virüs Hastalığı (Covid-19) ile mücadele kapsamında uzmanların yaptığı tavsiyeler, değerlendirmeler ve analizler çerçevesinde zorunlu durum olmadıkça vatandaşlarımızın kalabalık ortamlarda bulunmaması önem arz etmektedir. Bu çerçevede, vergi mükelleflerimiz tarafından bizzat vergi dairelerine gidilerek yapılan vergi ödeme, beyanname gönderme, dilekçe verme, başvuru yapma vb. işlemlerin Başkanlığımızca mükelleflerimizin hizmetine sunulan WEB veya MOBİL uygulamalar üzerinden elektronik ortamda, hızlı, güvenilir bir şekilde ve 7/24 yapılabileceğini önemle hatırlatırız.

  1. Vergi ile Tapu Harcı, Trafik Para Cezası, T.C. Kimlik Kartı Bedelleri vb. harç ve idari para cezalarına ilişkin ödeme işlemlerinizi İNTERAKTİF VERGİ DAİRESİ’nin web (ivd.gib.gov.tr) adresi ve mobil (GİB Mobil) uygulaması üzerinden banka kartı veya kredi kartı ile gerçekleştirebilirsiniz. Banka kartı veya kredi kartı ile ödenebilen vergiler ve anlaşmalı bankaların listesine https://www.gib.gov.tr/yardim-ve-kaynaklar/yararli-bilgiler/anlasmalibankalar-vergi-tahsil-yetkisi-verilen-bankalar adresinden ulaşılabilmektedir.
  2. Kira, ücret, menkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlarınıza ilişkin gelir vergisi beyannamelerinizi, Başkanlığımızın HAZIR BEYAN SİSTEMİ’ne web (hazirbeyan.gib.gov.tr) adresi veya mobil (HAZIR BEYAN) uygulaması üzerinden erişerek elektronik ortamda hazırlayarak vergi dairenize gönderebilir ve tahakkuk eden vergilerinizi aynı ortamda banka kartı veya kredi kartınız ile ödeyebilirsiniz. Mükellefiyet kaydı olmayanlar ve Hazır Beyan Sistemi üzerinden daha önce beyanname vermemiş olanlar da bu uygulama üzerinden beyanname verebilirler.
  3. Kira geliri elde eden 60 yaşını doldurmuş mükelleflerimiz ile engelliliği veya hastalığı nedeniyle vergi dairesine gidemeyecek durumda olan mükelleflerimizin, Vergi İletişim Merkezini (189) aramaları durumunda, adreslerine gidilerek beyannamelerini hazırlamalarına ve göndermelerine yardımcı olunacaktır.
  4. Vergi dairesine verilmesi gereken; İşe Başlama, Adres Değişikliği, İşi Bırakma, Şube Açılış Ve Kapanışı, Özelge Talebi, Uzlaşma Başvurusu, Borcu Yoktur Yazısı İle Mükellefiyet Durum Yazısı vb. başvuru veya taleplerinizi elektronik ortamda İNTERAKTİF VERGİ DAİRESİ’nin web (ivd.gib.gov.tr) veya mobil (GİB Mobil) uygulaması üzerinden gerçekleştirebilir ve sonuçlarını takip edebilirsiniz.
  5. İNTERAKTİF VERGİ DAİRESİ aracılığı ile yapabileceğiniz iş ve işlemlerin listesine ivd.gib.gov.tr adresinde yer alan “Neler Yapabilirim” sekmesinden ulaşabilirsiniz. 6- Tereddüt ettiğiniz hususlar veya bilgi almak istediğiniz diğer hususlar hakkında Vergi İletişim Merkezi (VİMER -189) arayabilirsiniz. Yeni Korona Virüs Hastalığı (Covid-19) nedeniyle oluşabilecek sağlık risklerini önlemek amacıyla elektronik ortamda yapılabilen tüm iş ve işlemlerinizi bu yöntemle yerine getirmenizi önemle tavsiye ederiz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

GİB/13.03.2020 – GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ALÜMİNYUM SEKTÖRÜNDE YENİDEN KDV ORANLARI DEĞİŞİMİ…

Bilindiği üzere KDV Tevkifatı yıllardır sektörlerimize hızlıca uygulanmış olup, ara zamanlarda KDV Tevkifat oranlarında değişiklikler yapılmıştır. 03.03.2020 tarihinden itibaren 31057 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 31 seri numaralı KDV Genel Tebliği ile Bazı teslimlerde KDV Tevkifat oranı değişmiştir. Buna göre yeni KDV oranları 01.04.2020 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olup, oranlar ve sektörler şunlardır.

KAPSAM  

ESKİ ORAN

01.04.2020’DEN
İTİBAREN YENİ ORAN
Külçe Metal Teslimi 5/10 7/10
Bakır, Çinko, Alüminyum ve Kurşun Ürünlerinin Teslimi  

5/10

 

7/10

Hurda ve Atık Teslim 5/10 7/10

Gelir İdaresinden Yeni E-Uygulama Geliyor.

Globalleşen dünyada E Hizmetlerin önemi oldukça artmış durumdadır. Hal böyle olunca Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yeni E-Uygulama hizmeti Vergi Usul Kanunu tebliğ taslağında yayınlandı. Yayınlanan taslağa göre;

Güvenli Mobil Ödeme ve Elektronik Belge Yönetim Sistemi Vergi Usul Kanunu Taslağı

     Gelir İdaresi Başkanlığı Güvenli Mobil Ödeme ve Elektronik Belge Yönetim Sistemi Tebliği duyurusunda e-fatura, e-arşiv fatura ve diğer e-uygulamalarda sağlanan başarılar ve kullanım kolaylığı nedeni ile mükelleflerin iş süreçlerini, ödeme veya tahsilat işlemlerini, müşterilere düzenlenmesi gereken belgelerinde verimliliği artırmanın hem mükellefler hemde Gelir İdaresi tarafından önem arz ettiğini ve bu nedenlerde mükelleflerin iş ve tahsilat süreçlerini kolaylaştırmak amacı ile  Güvenli Mobil Ödeme ve Elektronik Belge Yönetim Sistemi tebliğ taslağı çalışmaları yaptıklarını duyurdu.

Gelir İdaresi Başkanlığı Güvenli Mobil Ödeme ve Elektronik Belge Yönetim Sistemine İlişkin Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ Taslağı duyurusu

Ülkemizde  iletişim teknolojileri, finansal teknoloji gelişmeler ile elektronik belge uygulamalarında kat edilen önemli gelişmeler,  mükelleflerimizin iş süreçlerini, ödeme ve tahsilat süreçlerini, müşterilerine düzenlemekte oldukları belgelerin oluşturulması, iletilmesi ve muhafazasında sağlamakta olduğu verimlilik, maliyet avantajı, işlem kolaylığı ve etkin analiz ve denetim kolaylığı nedeniyle, yeni uygulamaların mükelleflerimizin kullanımına sunulmasının önemini artırmaktadır.

Bankalar, elektronik para kuruluşları, ödeme kuruluşlarınca sunulan yeni teknolojik gelişmelere uygun, kullanımı kolay, yüksek ve fiziksel POS cihazları gerektirmeyen daha düşük maliyetli çözümler uygulamada ortaya çıkmaya başlamaktadır. Bu gelişime uygun olarak vergi mevzuatı çerçevesinde mal ve hizmetlerin satışına yönelik işlemlerle buna yönelik tahsilatların güvenliğinin ve belge düzeninin sağlanması hususu da son derece önem arz etmektedir.

Bu Tebliğ ile yukarıda belirtilen gelişmelere uygun ve “Güvenli Mobil Ödeme ve Elektronik Belge Yönetim Sistemi” olarak tanımlanan sistem çerçevesinde, mükelleflerce gerçekleştirilen mal ve hizmet satışlarına ait bedellerin tahsilatı ile mali belgelerin elektronik ortamda oluşturulmasına ilişkin satış, tahsilat ve elektronik belge uygulamalarının Bakanlığımızca yetkilendirilen kurum ve kuruluşlar tarafından mükelleflerin kullanımına sunumu ve mükellefler tarafından kullanımı sırasında uyulması gereken usul ve esaslara yer verilmiştir.

Çin pazarına Canton’dan girilecek

Türkiye’nin ikinci en önemli ticaret ortağı olan Çin, yıllardır süren ihracat politikasının yanında artık ithalata da ağırlık verme kararı aldı. Önümüzdeki nisan ayında gerçekleşecek Canton İthalat İhracat Fuarı, Türk firmalarına Çin pazarına girme yolunu açacak.

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

Türkiye ile Çin arasındaki ticaret hacmi 21.55 milyar dolara ulaştı. Ancak Türkiye ile Çin arasındaki ticari ortaklık, Çin’in Türkiye’ye ihracat yapması yönünde gelişiyor. Bu ilişkiyi Türkiye’nin de Çin’e ihracat yapması yönünde geliştirecek olan Canton İthalat İhracat Fuarı, 15 Nisan’da kapılarını açacak. Söz konusu fuar, Çin pazarına girmenin en kolay yollarından biri olarak görülüyor.

KÖKLÜ GEÇMİŞ

Canton İthalat İhracat Fuarı, Çin’de 1957’den bu yana yılda iki faz şeklinde gerçekleşiyor. Ancak söz konusu fuarda 2007’ye kadar yalnızca Çinli sektör temsilcilerinin ürünleri dünya ülkeleri ile buluşuyordu. Yani Canton Fuarı, Çin’in ihracatını artırmayı hedefliyor ve Çin firmalarının haricinde diğer ülkeler fuarda stant açamıyordu. Çin’in ticaret politikasının ithalat yönünde değişmesi ile birlikte fuar da kabuk değiştirdi. Artık fuarın belli bir bölümünde dünyanın diğer ülkelerinden gelen firmaların da stant açması sağlanıyor ve Çin pazarına ithalat gerçekleşiyor.

MADENCİLİĞE İLGİ

Çinli firmalar da Türk ürünlerini alma konusunda istekli. Söz konusu pazarda en çok madencilik ve kimyevi ürünlerin ithalatının yapılması öngörülüyor. Çin pazarına giriş kapısı olarak görülen Canton Fuarı ve fuar öngörüleri, İstanbul Ticaret Odası’nda gerçekleşen Canton İthalat İhracat Fuarı Bilgilendirme Toplantısı’nda ele alındı. Toplantıda iki ülkenin fuar vesilesi ile ticari ortaklıklarını geliştirebilecekleri konuşuldu. Fuar yetkilileri Türkiye’ye, ‘Türkiye’den ürün almaya istekliyiz’ mesajı verdi.

TÜRK ÜRÜNLERİNİN KALİTESİ TARTIŞILMAZ

Çin heyetini karşılayan İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ahmet Özer, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, “İki ülkenin ticari potansiyelini geliştirmek istiyoruz” dedi. Çin’in dünya pazarlarını etkileyecek büyük bir pazar olduğunu ifade eden Özer, “Biz de bu pazarda yer almak istiyoruz. Türk mallarının kalitesi tartışılmaz” diye konuştu. Türk firmalarının pazara girmekte zorlandığını da ifade eden Özer, vize konusundaki sıkıntıların çözülmesini talep etti.

 

TÜRKİYE CAZİP BİR ÜLKE

Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Liu Yuhua, Türkiye’nin Çin için cazip bir ülke olduğunu söyledi. Bir Kuşak Bir Yol Projesi’nden de bahseden Yuhua, “Üst düzey görüşmeler devam ediyor. İkili ticari ilişkilerin gelişmesi için elimden geleni yapmak istiyorum” diye konuştu.

 

 

KARŞILIKLI KAZANÇ SÖZ KONUSU

Çin Dış Ticaret Merkezi (CFTC) Yönetim Kurulu Başkanı Li Jinqi, İstanbul’un Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan eşsiz bir kent olduğunu ifade ederek, “Canton Fuarı da Çin ile dünyayı birbirine bağlayan bir ticaret köprüsü niteliğinde” diye konuştu. Jinqi, “Canton, dünyaya satmak ve dünyadan almak üzere kurgulanmış bir fuar ve bu fuarda karşılıklı kazanç söz konusu. Canton’da ithalat platformu 2007’de açıldı ve bu platformdan 100’den fazla ülke faydalandı. Geçtiğimiz yıl Canton Fuarı’nda 74 Türk firması ihracat için yer aldı. Bizler Türkiye’den en çok madencilik ve kimyevi ürünler konusuna ilgiliyiz” diye konuştu.

Bakanlık açıkladı: 6 bin firmaya teşvik

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından, geçen yıl 5 bin 914 firmaya yatırımlarındaki bina inşaat harcamalarıyla makine ve teçhizat alımlarında belirli muafiyet ve destekler sağlayacak yatırım teşvik belgesi verildi. Belgelerde öngörülen sabit yatırım tutarı toplam 157 milyar 296 milyon lira olarak kayıtlara geçti. Sektörlere göre sabit yatırım tutarı, hizmetlerde 64 milyar 865 milyon lira ve imalatta 64 milyar 285 milyon lira oldu.

Yatırımcılara bina inşaat harcamalarıyla makine ve teçhizat alımlarında belirli muafiyet ve destekler sağlayan Yatırım Teşvik Belgesi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca 2018’de 5 bin 914 firmaya verildi.

AA muhabirinin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerinden derlediği bilgilere göre, geçen yıl 5 bin 914 yatırım teşvik belgesi düzenlendi. Belgelerde öngörülen sabit yatırım tutarı toplam 157 milyar 296 milyon lira oldu.

Düzenlenen belgelerin 5 bin 581 adedi yerli, 333 adedi yabancı sermayeli firmalar tarafından alındı. Yerli firmalara düzenlenen teşvik belgelerinde öngörülen toplam sabit yatırım tutarı 114 milyar 776 milyon lira, yabancılara düzenlenen teşvik belgelerinde ise 42 milyar 521 milyon lira olarak kayıtlara geçti.

Geçen yıl düzenlenen belgelerin 3 bin 662 adedi komple yeni yatırım, bin 783 adedi tevsi, 519 adedi de diğer nitelikteki yatırımlardan oluştu. Komple yeni yatırımlar için öngörülen sabit sermaye yatırım tutarının 80 milyar 821 milyon lira olduğu belirlendi.

Bu dönemde düzenlenen teşvik belgelerinin bölgelere göre dağılımı incelendiğinde, en çok sabit yatırımın 80 milyar 319 milyon lira ile Marmara bölgesine yapılacağı öngörüldü.

Yatırım teşvik belgelerinde öngörülen sabit yatırım tutarı, Ege bölgesi için 21 milyar 677 milyon lira, İç Anadolu için 18 milyar 154 milyon lira, Akdeniz için 11 milyar 703 milyon lira, Güneydoğu Anadolu için 11 milyar 154 milyon lira, Karadeniz için 7 milyar 365 milyon lira, Doğu Anadolu için 2 milyar 929 milyon lira ve muhtelif bölgeler için 3 milyar 995 milyon lira oldu.

EN ÇOK TEŞVİK BELGESİ İMALAT SEKTÖRÜNDE

Geçen yıl en çok yatırım teşvik belgesi 3 bin 250 adet ile imalat sektörüne verildi. Bu sektörü, bin 598 adet ile hizmet, 619 adet ile enerji, 281 adet ile tarım ve 166 adet ile madencilik sektörleri takip etti.

Sektörlere göre sabit yatırım tutarları da hizmetlerde 64 milyar 865 milyon lira, imalatta 64 milyar 285 milyon lira, enerjide 21 milyar 833 milyon lira, madencilikte 3 milyar 785 milyon lira ve tarımda 2 milyar 528 milyon lira oldu.

Teşvik fiyatlara tam yansıdı

2018 yılında iç pazarın eylül ayında yüzde 65, ekim ayında ise yüzde 80 düşmesinin ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı, otomotiv sektörüne yönelik vergi desteğini devreye soktu.

 

1 Kasım’da devreye giren ve 2019’da 3 ay uzatılan bu destekle 1. 6 litre ve altı motora sahip matrah (vergisiz) fiyatı 70 bin TL ve altındaki otomobillere uygulanan yüzde 45 oranındaki ÖTV yüzde 30’a, matrahı 70 bin TL ile 120 bin TL aralığında olan otomobillere uygulanan yüzde 50 oranındaki ÖTV  ise yüzde 35’e indirildi. Matrah fiyatı 120 bin TL’nin üzerindeki otomobillerin ÖTV oranları ise yüzde 60’ta kaldı, desteklenmedi.

Alt gruba yapılan bu destek o sınıftaki otomobil fiyatlarına yaklaşık yüzde 9-10 indirim olarak hesaplandı. Ancak teşviklerin devreye girmesinden itibaren tüketicilerden gelen “Fiyatları indirmediler, aksine artırdılar” şikayetleri hiç kesilmeden artarak devam etti. Marka yetkilileri kurdaki artışları bile tam olarak yansıtmadıklarını, bu şikayetlerin doğru olmadığını söylemesine rağmen, kimse otomobillerde indirim olduğuna inanmadı.

DENETİMLER BİLE YAPILDI

Hatta bu konuda yapılan şikayetler üzerine Rekabet Kurumu ekipleri, eş zamanlı olarak ÖTV teşvikinden yararlanan tüm markaların genel merkezlerini ziyaret etti. Akşam saatlerine kadar devam eden denetimlerde, fiyat listeleri kontrol edilirken, bilgisayarlardaki yazışmalar incelemeye alındı. Bu denetimlerden çıkan rapor henüz yayınlanmadı ama sektör yetkilileri denetimlerden bir şey çıkmadığını, ÖTV indirimlerinin fiyatlara tam olarak yansıtıldığının belirlendiği bilgilerini verdi. Otomotiv veri şirketi Cardata’nın Genel Müdürü Hüsamettin Yalçın da geçtiğimiz hafta satışta olan sıfır kilometre araçların son 2 seneyi kapsayan fiyat artışlarını içeren geniş tablosunu gönderdi. Bu tablodan en çok satan otomobilleri çıkarıp, ekim-aralık dönemi fiyat farklarına baktım. Hem yüzde 30’luk hem de yüzde 35’lik ÖTV diliminde yer alan otomobillerde teşviklerin neredeyse tamamı fiyatlara yansıtılırken, bazı modellerde indirimler yüzde 20’yi bile aşmış durumda.

Teşvik fiyatlara tam yansıdı

Bu listenin tamamına isteyen çok rahatlıkla Cardata’dan ulaşabilir. Ben yüzde 30’luk ÖTV dilimine giren bazı modelleri örnek olması için seçtim. Ama hem yüzde 30, hem de yüzde 35’lik ÖTV diliminde fiyatları artan bir tane bile model yok. Bu fiyat indirimleri yüzde 30’luk dilimde yüzde 10 ve üzerinde, yüzde 35’lik ÖTV diliminde ise en az yüzde 9 ve üzerinde yer alıyor.